3 Ocak 2009 Cumartesi

ISPARTA TANDIR KEBABI


Isparta’ya has, müthiş bir yemeği hatırladım: Isparta Kebabı ve Üzüm Hoşafı…

Tadı şimdiye kadar yediğim hiç bir Tandır Kebabı’na benzemeyen Isparta Kebabı, ortasında yuvarlak bir çukur bulunan özel bir fırında pişiriliyor. Fırının ortasındaki çukurda is ve alevi olmayan özel meşe odunu ve çalı köklerinden bir ateş yakılıyor. Tuzlanmış ve temizlenmiş (mevsimine göre) kuzu, koyun, oğlak ve erkeç (erkek keçi) etleri uzun bir demir şişe geçirilerek fırına veriliyor. Şişlerin üst kısımları fırının duvarına yaslanıyor, alt kısımları ise ateşin çevresine yerleştirilen tavalara oturtuluyor. Ateşin etkisiyle kızaran etlerden damlayan yağlar tavalara dökülüyor. İşin ustaları etin bütün “zararlı” yağlarının bu aşamada gittiğini belirtiyor. Etler kızardıktan sonra, şişlerin oturtulduğu tavalara su dolduruluyor ve suyun buharının da etkisiyle etlerin içlerinin de yumuşacık pişmesi sağlanıyor. Bundan daha “lokum gibi bir et” hayatımda yemedim desem yalan söylemiş olmam. Toplam pişirme işlemi yaklaşık üç saat sürüyor. Bir saatlik bir dinlendirmeden sonra yaklaşık dört saatlik bir emek sonunda etler yaklaşık 200gr.’lık porsiyonlar halinde geleneksel bakır tabaklarda servise hazır hale geliyor. Isparta Kebabı’nın yanına en yakışan şey ise ne ayran, ne kola, ne de Fanta. Bakır bardaklarda sunulan buz gibi bir üzüm hoşafını bir kez içenlerin ne demek istediğimi anlayacaklarına eminim.

0 yorum:

Yorum Gönder